ref: refs/heads/v3.0
son dakika haberleriburçlargünlük burç yorumlarıgüncelgündem haberlerisporkimdirmagazinötvkdv3 sayfa haberlerihaberlerdolareuroaltınbitcoinmasterchefsurvuvor
DOLAR
32,3660
EURO
34,9560
ALTIN
2.325,42
BIST
9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
22°C
Pazar Az Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C
Salı Az Bulutlu
18°C

Deprem testinde tek yol! Mutlaka alınması gereken belgeler

Deprem testinde tek yol! Mutlaka alınması gereken belgeler
| Son Güncellenme: 28.02.2023 00:54
160
A+
A-

Uzmanlar binaların sağlamlığını belirlemenin en garantili yolunun işinin ehli kişilerce yapılmış dayanıklılık testi olduğunu vurguluyor. Hal böyle olunca testi yapacak firmanın seçimi, kullanılacak teknikler vs. daha da önem kazanıyor.

Hürriyet’ten Gaye Kobal, deprem risk testi yaptırılacak şirketin neye göre nasıl seçileceğine ilişkin sorulara uzman isim Hakan Çatalkaya’nın verdiği cevapları aktardı.

İstanbul Kentsel Dönüşüm Derneği Başkanı İnşaat Yüksek Mühendisi Hakan Çatalkaya, “Deprem dayanıklılık testinizi sektöre ‘Bu işte para var’ mantığıyla girenlere yaptırıyorsanız, bilin ki yanlış yapıyorsunuz” diyerek vatandaşları uyardı.

DOĞRU ANALİZ HANGİ UNSURLARI İÇERİR?

Hali hazırda 2018 yılında yürürlüğe girmiş bina deprem yönetmeliğinin uygulandığını söyleyen Çatalkaya, “Binanın gerçekten güvenli olup olmadığını uzman kişilerin ve yetkili kuruluşların bu yönetmeliğe uygun olarak test yapmaları halinde öğrenebiliriz. Bu testlerle binanın çökeceğini, çok veya az hasar alacağını da ortaya çıkarabiliriz” dedi ve doğru analizin hangi adımlardan oluştuğunu şöyle aktardı:

“Betonarme binanın en önemli konusu taşıyıcı sistem. Bu sistem beton ve onun içindeki demirlerden oluşuyor. Beton ne kadar dayanıklıysa deprem performansı o kadar artar. Bu sebeple deprem yönetmeliğine göre öncelikle mevcut binayı test ederken taşıyıcı malzemeden yeterince örnek yani karot alınması gerekiyor. Karot alımıyla birlikte demirler de zarar vermeyecek şekilde kırma işlemi veya röntgenle test edilmeli. Sonrasında binanın taşıyıcı sistem planı çıkarılır ve zeminin depremsellik parametreleri de alınır. Bu veriler bir yazılıma yüklenir ve basit anlatım şekliyle bir deprem simülasyonu oluşturulur. Simülasyonla birebir her şeyi görebiliriz. Kentsel dönüşüm ya da güçlendirme yapılacağına ancak bu işlemlerden sonra karar verilir.”

KAROT ALIMI DIŞINDA ÖNERİLEN YÖNTEM YOK

Testler için alınan karotlar vatandaşları binalarına zarar vereceği konusunda endişelendiriyor. Yanlış karot alımı binaya zarar verir mi?
Yönetmelikte karot alımı dışında önerilen bir yöntem olmadığını söyleyen Çatalkaya, geçtiğimiz günlerde İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü’nün bu konuda önemli bir açıklama yaptığını hatırlattı.

Açıklamada şu ifadeler yer alıyordu:

“Son günlerde sosyal medya üzerinde binalardan alınan beton karot örneklerinin binayı ‘yaralayacak şekilde’ zarar verdiğini, bunun yerine ‘mikrotremor titreşim yöntemleriyle’ binaların depreme dayanımının belirlenebileceği iddia edilerek acılı ve endişeli halkımızı yanıltan paylaşımlar görüyoruz. Söz konusu iddia gerçeklikten uzaktır.”

RAPOR HAZIRLARKEN PROSEDÜRLERE UYMAYAN ŞİRKETİN LİSANSI İPTAL OLUR

Sosyal medyada dolaşan bazı fotoğraflara göre binalardan alınan karot örnekleri hiç işlem görmeden çöpe atılmış. Böyle bir durumun tespitinde rapor veren şirkete karşı süreç nasıl işler?

Karot incelemeleri sonucunda hazırlanan raporların idare tarafından lisanslandırılmış kuruluşlar tarafından yapıldığını ve rapor hazırlarken prosedürlere uymayan kuruluşun lisansının iptal edildiğini söyleyen Kıdemli Avukat Kerim Kocaman, “Bu raporun deprem mevzuatı kapsamında mı kentsel dönüşüm mevzuatı kapsamında mı hazırlandığının tespit edilmesi hukuken talep edilecek hususlar bakımından çok önemli” dedi.

Kocaman şu detayların altını çizdi:

– Testin kentsel dönüşüm mevzuatı kapsamında yaptırılmak istendiği ancak karot örneklerinin hiç incelemeye alınmadığı varsayımında, riskli yapı olmadığı halde binanın riskli yapı olduğuna dair rapor verildiyse bina maliklerinin binanın yıkımını durdurmak için yapacağı her türlü masraflardan, bina yıkılmış ise yıkım sebebiyle uğranan tüm zararlardan raporu hazırlayan firma sorumlu olur.

-Testin kentsel dönüşüm mevzuatı kapsamında yaptırılmak istendiği ancak karot örneklerinin hiç incelemeye alınmadığı varsayımında, yapı riskli olduğu halde riskli olmadığına dair rapor verildiyse binanın deprem veya başka bir sebeple yıkılması, binanın riskli yapı olmasından kaynaklı uğranılabilecek her türlü zarardan bu raporu hazırlayan kurum da kusuru oranında sorumlu olur.

– Testin deprem mevzuatı kapsamında yaptırılmak istendiği ancak Karot örneklerinin hiç incelemeye alınmadığı varsayımında da yukarıda belirtilen zararlar somut olaya göre ayrı ayrı talep edilebilir. Burada fark, deprem mevzuatı kapsamında yapılan testin yıkıma zorlayıcı etkisi bulunmamasından ileri gelir. Yani deprem mevzuatı kapsamında hazırlanan rapor ile binanın yıkımı zorunlu tutulmaz, bu rapor bina sakinlerini bilgilendirmek için hazırlanır.

– Burada talepte bulunabilecek hukuki yararı bulunan kişiler yalnızca malikler olmayıp üst hakkı sahibi, kaçak yapı sahibi, tapu tahsis hakkı sahibi kişi de aynı şekilde talepte bulunabilir. Bununla birlikte, sözleşmesi bu sebeple sona ermiş ise oturma hakkı, intifa hakkı gibi irtifak hak sahipleri ile kiracıların da maliklerden bu karar nedeni ile uğramış oldukları zararın tazminini isteyebilir.

Deprem dayanıklılık testini bina malikleri, ortak bir karar alarak özel bir şirkete başvurarak yaptırabiliyor. Hazırlanan rapor sadece binada yaşayan kişilerle paylaşılıyor. Riskli yapı testi ise belediyelerce yetkilendirilmiş özel firmalara yaptırılıyor. Yapılan bu başvuru sonucunda hazırlanan rapor, başvuruyu yapan maliklerle paylaşıldığı gibi doğrudan belediyeye de gönderiliyor. Belediye hazırlanan bu rapora göre binanın yıkılmasına, yeniden inşa edilmesine ya da güçlendirilmesine karar veriyor.

TEST YAPTIRACAĞINIZ KİŞİLERDEN BU BELGEYİ İSTEYİN!

Testi sektöre giren herkesin yapamayacağını vurgulayan Çatalkaya, işlemi yapacak kişilerin İnşaat Mühendisleri Odası üyesi ve yapı ile Deprem konusunda uzman olması gerektiğini söyledi ve şu uyarılarda bulundu:

“Aynı zamanda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın proje ve yapı denetçisi uzman mühendisi belgesi sahibi olan kişiler de bu işleri yapabilir. Test yaptıracağınız kişiden bu belgeleri mutlaka isteyin. İnşaat Mühendisleri Odası, dolandırıcılığın önüne geçmek için yeni bir uygulama geliştirdi. Uygulamaya binanızı test ettireceğiniz şirketin adını yazdığınızda, bu işlemi yapıp yapamayacakları da orada gözüküyor.”

GÜÇLENDİRME MALİYETİ BİNA YAPIM MALİYETİNİ GEÇİYORSA…

Tespit sonucu bina koşulları sağlamıyorsa önümüze iki yol çıkacağını söyleyen Çatalkaya şöyle devam etti:

“Bunlar, Bina Güçlendirme ve dönüşüm. Eğer binanız çok riskli değilse kolaylıkla güçlendirilebilir. Hatta burada devletin vermiş olduğu güçlendirme kredilerinden de destek alınabilir. İnşaat mühendisi güçlendirme projelerini çizip, belediyeden onay alır. Ancak bina çok riskliyse güçlendirme işlemi yapılamaz. Zaten göçecek bir binayı güçlendirmenin de anlamı yok. Çünkü ciddi anlamda güçlendirme maliyetiyle karşılaşılabilir. Eğer güçlendirme maliyeti binayı yapım maliyetinin yüzde 60’ını geçiyorsa, o bina güçlendirilmez yıkılıp yeniden yapılır.”

SÖZLEŞMEYE UYGUN YAPILMAYAN BİNANIN MÜTEAHHİDİNDEN TAZMİNAT TALEP EDİLEBİLİR

Müteahhitle yapılan anlaşmalara uyulmaması durumunda malik sahibinin kanunla doğan hakları kullanabileceğini söyleyen Kocaman, “Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, müteahhitle yapılan anlaşmanın bir eser sözleşmesi ya da satış sözleşmesi olarak değerlendirilmesi gerektiği. Binanın yıkılması ve yeniden yapılması, güçlendirilmesi gibi konular eser sözleşmesi kapsamında değerlendirilir. Eserin hiç yapılmamış olması, eksik yapılmış olması, gecikmiş olması, sözleşmede kararlaştırılan malzemelerin kullanılmamış olması gibi durumlarda müteahhitten taraflarca sözleşmede belirlenen cezai şart, tazminatlar talep edilebileceği gibi, bu eksikliğin bir başkasına yaptırılması/tamamlatılması halinde yapılan masraflar müteahhitten talep edilebilir. Bununla beraber sözleşme ya da kanundaki şartların sağlanması halinde sözleşmenin feshi mümkün olduğu gibi, paranın değer kaybetmesinden doğan zararların talebi de mümkün” ifadelerini kullandı.

Kocaman son olarak şu noktaların altını çizdi:

“Müteahhidin inşa ettiği yapıyı üçüncü kişilere satması halinde bu defa kanunun satış sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır. Buna göre, satışı vaat edilen binanın her türlü ayıbı sebebiyle, ayıbın giderilmesi ve taahhüt edilen başka bir örneğiyle değiştirilmesi, tazminat gibi talepler olabileceği gibi gecikmeden kaynaklanan kirada oturma süresinin artması gibi zararlar da talep edilebilir.”

Hürriyet

İçerik Timetürk.com’a aittir

ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.