K.Maraş’ta gaye, ihracat rüzgarı ile birinci 10 kent ortasına yükselmek

Ali ESKALEN

Türkiye’nin 81 ili ortasında yaptığı ihracat ile 17’nci sırada bulunan Kahramanmaraş, birinci 10 ihracatçı kent sıralamasına girmek istiyor. İş dünyasının gelişmelere adapte olması amacıyla Kahramanmaraş Endüstrici ve İşinsanları Derneği (KASİAD) Genç KASİAD Heyeti, DÜNYA Gazetesi ile işbirliğinde “Kahramanmaraş İktisat Zirvesi”ni düzenledi. Oksijen bolluğuyla ünlü Kahramanmaraş’ın Başkonuş Yaylası’nda düzenlenen tepe ekonomistleri iş insanlarıyla buluşturdu.

Dinçer: Markalarımız yalnızca Türkiye’de değil, dünyada kentimizin ismi ile anılıyor

Başkonuş Yaylası’nda gerçekleşen doruğa iş insanlarının ilgisi ağır oldu. Tepe, Genç KASİAD Lideri İsmail Dinçer’in açılış konuşmasıyla başladı. KASİAD’ın kurulduğu 1998 yılından bu yana kentin ekonomik ve toplumsal hayatına katkı sağlamak ismine birçok faaliyet düzenlediklerini belirten Dinçer, “Şu anda sizlerin takviyeleriyle içinde bulunduğumuz Kahramanmaraş İktisat Tepesi ise bizler için bütün bu faaliyetlerin taçlandığı bir gün manası taşımaktadır. Tahminen bazılarınızın aklında Kahramanmaraş üzere bir Anadolu kentinde bu türlü bir doruğa neden gereksinim duyulduğu, buradan hangi sonuca ulaşılmak isteniyor soruları olabilir. Kahramanmaraş endüstrisi 80’lerden bugüne gelişerek gelmiştir. 2003 sonrası periyotta ise büyük bir itme kuvvetiyle süratli bir atılım gerçekleştirmiştir. Ama benim çocukluk günlerimden beri kentimizin lisanından düşmeyen Türkiye’nin ekonomik büyüklükte birinci 10 ili ortasına girme maksadından hala 17’nci sırada bulunmakta maalesef uzağız. Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın büyümesine katkıda 14’üncü sırada, ihracatta yeniden 17’nci sıradayız. Bu noktada durup biraz düşünmemiz gerektiğine inanıyorum. Çünkü Kahramanmaraş; dokuma, metal mutfak eşyaları, besin, dondurma üzere üretiminin ve iktisadının büyük bir kısmını oluşturan dallarda sadece ülkemizde değil, dünyada hayli uygun bir pozisyondadır. Öyleyse bu gayeye yürümek için mevcut sistem, mevcut kaynaklarımız ve sermayemiz kâfi midir irdelemek gerekir. Tahminen bu dallardaki üretimin katma pahasını artırmak, markalar yaratmaya çalışmak ve kesim çeşitliliğini genişletmek geldiğimiz noktada değerli gündemlerimiz olmalıdır. Ve yeniden bu maksat doğrultusunda sanayi üretimi kâfi midir, tarıma ve turizme gereken değeri veriyor, bu hususta uzun vadeli bir strateji ortaya koyabiliyor muyuz bunları da göz önünde bulundurmamız gerekmektedir.”

Utlu: Küresel çalkantılara karşın, istihdam sağlamaya devam edeceğiz

KASİAD İdare Şurası Lideri Mikail Utlu ise, dünyanın harika bir devirden geçtiğini, COVID-19 pandemisinin şiddetli sürecinin şimdi atlatılmadan Rusya’nın, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne yönelik saldırısının büyük bir küresel krize yol açtığını kaydetti. Küresel enflasyonun artmaya devam ettiğini ve her yerde belirsizlik ve öngörülemezliğin olduğunu tabir eden Utlu, şöyle devam etti: “TL’deki paha kaybı nedeniyle Türkiye’nin mamul mal ihracatında sağlayabileceği rekabet gücü, dünya ticaretinin hizmetlere ve hatta dijital olarak teslim edilen hizmetlere hakikat kaydığı bir dünyada yerimizi belirlemeliyiz. Tüketici talebinin yapısından tedarik zincirlerine, iklim krizi ile çabadan iki bloklu globalleşmeye dünyadaki birçok gelişme, Türkiye’nin ihracat atılımını sürdürebilmek ve cari açığı azaltmak için kesinlikle üretim yapısının ve dış münasebetlerini global ticaretteki değişimlere nazaran şekillendirmesi gerekiyor. Türkiye iktisadı, 2021 yılında yüzde 11 üzere epey yüksek bir büyüme kaydetti. Lakin tüm bunların yanı sıra yükselmeye devam eden bir enflasyonumuz var. Küresel ortam, bizi çok daha riskli bir sürece soktu. İktisadi olarak tam hazırlıklı değiliz. He dış finansman muhtaçlığımız çok yüksek ve her geçen gün yükseliyor, hem dövize erişim maliyeti artıyor, hem de içeride bir refah kaybı mevcut. Maalesef bu süreçte yüzde 11 üzere son derece yüksek büyüdüğümüz bir devirde gerçekleşiyor. büyüme formumuzu tekrar kıymetlendirmemiz gerekmektedir. Global ölçekte yaşanan tüm aksiliklere karşın, temkinli olumlu yaklaşımımızı kaybetmeden üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam edeceğiz.”

KASİAD Lideri Mikail Utlu (en soldaki fotoğraf) ve Genç KASİAD Lideri İsmail Dinçer’in (ortada) açılış konuşmalarını gerçekleştirdiği Kahramanmaraş İktisat Doruğu, Başkonuş Yaylası’nda yapıldı. Kahramanmaraş iş dünyası temsilcileri tepeye ağır iştirak gösterdi.

“DÖVİZİ DENETİM ETME GAYRETİMİZ YANILGILI, TESİRLİ PROGRAM ŞART”

Zirve kapsamında DÜNYA Gazetesi Üst Yöneticisi Hakan Güldağ ile ekonomist Ali Ağaoğlu, haftalık olarak yaptıkları “Şans Sohbetleri”ni bir oturum olarak gerçekleştirdi. Mevcut finansal şartların sürdürülebilirliği üzerine konuşulan sohbette, likidite muhtaçlığı ve krediye erişimin ehemmiyetine vurgu yapıldı. Ukrayna- Rusya savaşının iktisat hayatının da tesirine değinilirken, Güldağ, şunları söyledi: “Gerçekten bu devir Türkiye’nin ayağına bir ekip fırsatları getirdi. Türkiye bu topraklar üzerinde şu ana kadar inşa ettikleriyle 60 kadar kesimde önemli bir üretim gücüne, bir imkan setine sahip. Tahminen yaşadığımız bu süreci yeni sanayi ihtilalinin ortaya çıkardığı yeni teknolojileri süratle intibak ettirmek lazım.” Güldağ, “Namazın kazası oluyor da, fırsatın kazası olmuyor” diyerek, açılan fırsat penceresinin yeterli bir biçimde kıymetlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Ekonomist Ali Ağaoğlu ise, taban fiyatın artacağı tarafındaki tartışmalara değinerek, “Asgari fiyatı 5 bin 500’den 10 bine çıkaracağız. Neredeyse yüzde 100’e yakın bir artıştan bahsediliyor. Geliri arttırıyorsunuz da, nominal geliri arttırıyorsunuz. Aslında harcanabilir geliri artırmanız gerekiyor, bu minimum fiyat için de geçerli” diye konuştu. Ağaoğlu, Türkiye’de dövizi denetim etmek için harika bir efor harcandığını bu mantığın yanlışlı ve arızalı olduğunu tabir ederek, şunları söyledi: “50 milyar dolar gelse düzelir miyiz, diyorlar. Lakin şunu yaparsanız olur. 50 milyar dolarlık bir kaynakla 500 milyar dolarlık tesir yaratacak bir programı, bütün dünyayı ikna edecek halde ortaya koyarsanız, her adımı art geriye yanılgı yapmadan uygularsanız, düzeliriz.”

ZİRVE ÖNCESİ FABRİKALAR ZİYARET EDİLDİ

HASCEVHER, 113 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYOR

KİPAŞ HOLDİNG, 12 BİN ŞAHSA İSTİHDAM SAĞLIYOR

Zirve heyeti ziyaretler kapsamında Kipaş Holding tesislerine de gitti. Kipaş İdare Konseyi Üyesi Hikmet Gümüşer, Karacasu İplik tesisi ile ilgili şunları lisana getirdi: “Buranın günlük iplik üretimi 450 ton. Üretilen ipliğin yüzde 41’ini içerde denim ve mensucat kumaş üretiminde kullanıyoruz, kalan kısmı satıyoruz. Holding 12 bin bireye istihdam sağlıyor.”

MADO, 40’TAN FAZLA ÜLKEYE 15 ÇEŞİT TATLI GÖNDERİYOR

“İşletme sermayesini yöneten kazanır”

Bloomberg HT Genel Yayın Direktörü Açıl Sezen’in moderatörlüğünde OCTET Türkiye Genel Müdürü Derya Ekemen Fidan, Servo Capital İdare Konseyi Lideri Kaan Kiziroğlu, TSKB Kurumsal Bankacılık ve Proje Finansman Müdürü Melek Gür ile EY Şirket Ortağı Orçun Makal, yeni finansal araçları kıymetlendirdi.

Gür: Kriz periyotları her vakit fırsat periyotları olabilir

TSKB Kurumsal Bankacılık ve Proje Finansman Müdürü Melek Gür, yatırımcıların kredi gereksinimlerine yönelik tahliller olduğunu ve Kalkınma Banksı olarak bu hususta ellerinde geleni yaptıklarını söyledi. Yatırımcılara kredi dışında yatırım bankacılığı olarak da takviye verdiklerini kaydeden Gür, “Eğer yatırımcılar kredi çalışması yapmak istemiyorlarsa farklı finansal enstrümanlarla ilgili arayışlar içerisinde iseler halka arza aracılık ya da yeşil tahvil ihracı üzere bahislere aracılık edebiliyoruz. Ya da kriz periyotları her vakit fırsat periyotları de olabilir. Burada şirketinizi inorganik büyütmek istiyorsanız orada satın almaya aracılık edebiliriz ya da değerlemeler yapabiliriz” dedi.

Fidan: ‘Müşterime açığa satış yaparım bana bir şey olmaz’ periyodu bitti

OCTET Türkiye Genel Müdürü, Derya Ekemen Fidan ise artık ‘Tahsilatta, ticarette güveniyorum. 25 yıldır ben bu adama satış yapıyorum, bundan sonra da açığa satış yaparım hiçbir şey olmaz’ periyodunun bittiğini belirterek iş beşerlerine işletme sermayesi idaresinde garantiye alarak satış yapmaları teklifinde bulundu. Ekemen, şöyle devam etti: “Çünkü yalnızca ‘Satış yapıp firmanızı devam ettirmenin ötesinde sermayenizi de bu halde tüketmeyin’ derim. Satıcı olarak ne istersiniz, Sattığınız malın tahsilatını çabucak yapmak. Borçlu olarak da alıcı olarak da biraz vadeli ödemek istersiniz lakin bunların hepsi de bir biçimde ucu kredilere dokunuyor. Krediye dokunuyor ancak evvelce de şöyle bir enstrüman da vardı çok da kullanılan, iç pazarın tahsilatı ve ödemesi için kullanılan vadeli çekler. Resmi bir istatistik olmamasına karşın güvenliğimiz kaynaklardan alınan bilgilere istinaden pandemi öncesinde iç pazarın yaklaşık yüzde 80’i vadeli çeklerle ödeniyordu. Artık bu oran yüzde 55’lere gerilemiş durumda. Lakin bunun yerine çok önemli bir halde ticari kredi kartı aldı. Ticari kredi kartının geçen yılki 2021 yılsonu kullanım fiyatı Haziran itibariyle geçildi. Münasebetiyle yıl sonunda 2 katından çok daha büyük bir büyüme var ticari kredi kartında. Ticari kredi kartı ne getiriyor? Aslında bankaların ticari kredi kartı tahsis ettiği, firmanın kredibilite tahlilini yaparak o kartı verdiği için satan bireye karşıdaki kredi kartıyla ödediği vakit bir garanti getiriyor. Bir maliyeti var mı, var. Şirket olarak siz bankalarla bir pos mutabakatı yapın, alıcınızın ticari kredi kartıyla tahsilatını gerçekleştirebilirsiniz. Bu durumda tek çekim ya da siz kampanya alıcınıza vadeli satarsanız maliyetine siz katlanırsınız. Meğer ki ödeme kuruluşlarıyla çalıştığınız vakit, ki ben burada OCTET Express’i temsilen bulunuyorum. OCTET’in sunduğu avantajlardan yararlanarak bu işi yaparsanız, OCTET’in posları aracılığıyla tahsilat yaptığınızda tek çekime maliyete kanundan ötürü satış yapan firma katlanırken alıcının kendi nakit akışına istinaden vade farkını görüp katlanmak isteyeceği vadeye nazaran kendisini kredilendirebilmesi, taksitlendirilmesi mümkün.”

Makal: İşletme kredisini nakit akışı için kullanıyorsak acısı çıkar

EY Şirket Ortağı, Orta ve Doğu Avrupa Sermaye&Borç Danışmanlığı Başkanı Orçun Makal da şu anda hem Türkiye’de hem dünyada temel kasvetin kaynak olduğunu belirtti. Makal, şunları söyledi: “Aslında kime dokunsanız kaynağa ulaşmakta bir külfeti var. Gerçek daldan bakacak olursak, yani firmanın temelde 3 tane kaynağı var. Bunlardan bir tanesi iş kaynaklarımız yani nakit akışınız fon akım tablomuz. İkinci kaynağımız bankalar, krediler üçüncüsü de sermaye. Bunların üçünü bir arada incelediğimiz vakit aslında en ucuz, en uygun maliyetli en rahat yönetebileceğiniz nakit akışımız var. Nakit akışınız, bizim yönetmek de en usta olma olmamız gereken mevzudur. Burada alacak var, stok var, borçları çok uygun yönetmemiz lazım ve en uygun en kolay finansmana da buradan ulaşabilir miyiz? Evet, ulaşabiliriz. Burada bunların vadelerini uygun yaparak, borçları kısarak, başkalarını uzatarak buradan çok kolay bir finansman sağlarız, çok uygun maliyetlidir ve rahat ulaşabiliriz, kimseyle de bir temasımıza gerek yok. Ancak enflasyonist ve hammaddenin doları bu kadar etkilediği bir dünyada kesinlikle ek bir kaynağa gereksiniminiz var mı, evet var. Bu nedir? İşte bankalar ve krediler oraya ulaşmamız lazım. Ancak bu günümüz dünyasında bu kadar da kolay değil. Artık burada bankanın kaynağını incelememiz lazım. Bugün günümüzde bankanın 3 tane tıpkı gerçek bölüm üzere 3 tane temel kaynağı var. Bunlardan bir tanesi Merkez Bankası ve bankalar ortasından kaynak. İkinci kaynağımız, topladığı mevduat. Üçüncü kaynağı da yurtdışından. Bunların üçüne baktığımız vakit bugün itibariyle Merkez Bankası’nın bunların içerisinde yüzde 14’lük bir hissesi var. İkinci kaynağı olan mevduatlar yüzde 66’yı oluşturuyor. Bu yüzde 66’nın içinde yüzde 63’ü de vadeli mevduat ve bunların bugün itibariyle maliyeti 18 ile 25 ortası, bankaya gelişi yani. Artık bunun üzerine operasyonel maliyetlerini ve karlılığını da koyduğunuz vakit bu doğal olarak yükseliyor. Başka taraftan üçüncü kaynağa baktığımızda yurtdışı diyoruz, bunlarda da azalma var. Bu türlü bir dünyanın içerisinde finansmana ulaşmak konusunda ısrarcı olmak hoş ancak ulaşamamayı da kabul etmek gerek. Burada ne yapılabilir? İşletme sermayesi kredisi, işletmenin finansmanı için verilen bir kredidir aslında, emeli budur yani hammadde finansmanıdır. Biz buna güç, öbür kredilerin geri ödenmesine, SSK’ya, vergiye üzere bahislere kullanırsak biz en başta bahsettiğim nakit akışının gerçek yönetememiş oluruz. Bunun acısı bugün çıkmaz lakin ileride kesinlikle çıkar.”

Kiziroğlu: Türkiye’deki kredi piyasasının üç katına çıkması lazım

Servo Capital İdare Konseyi Lideri, TÜRKONFED İdare Konseyi Üyesi ve Finansmana Erişim Kurulu Lideri Kaan Kiziroğlu ise şunları lisana getirdi: “Ben hatırlıyorum, dokumada iplik fabrikası kurmak için 2021’in her ayında 1 milyar dolarlık teşvik vardı. Yani bu ticari krediyle yapılmadı, işletme sermayesi kredisiyle yapıldı. Bu karşınıza gelirse lütfen ödeyeceğiniz maaşları, vergilerin paralarını yahut başka ticari borçlarınızın paralarını şirketin dışına çıkmasına müsaade vermeden bankalarınızla konuşun. Dünyadaki kredi piyasası 253 trilyon dolar. Türkiye’nin şu andaki kredi piyasası çok küçük. Yani en az 2 ya da 3 katına çıkması lazım. Banka kredisinden yalnızca bahsetmiyorum. Banka kredisinde de çok makus değiliz, 350 milyar dolarlık banka kredimiz var.”

“Ülke olarak, tarım potansiyelimizin yarısında bile değiliz”

Kahramanmaraş İktisat Zirvesi’nin son paneli, moderatörlüğünü DÜNYA Genel Koordinatörü Vahap Munyar’ın yaptığı, DÜNYA Gazetesi İdare Şurası Lideri Hakan Güldağ, DÜNYA Gazetesi Yayın Konseyi Lideri Erdem Oğuz, Teknoloji Geliştirme Vakfı Tarım Eş Lideri Murat Salih Çiftçi’nin konuşmacı olarak katıldığı ‘Büyüyen Anadolu Endüstrisi ve Kahramanmaraş’ın Yeri’ başlıklı panel oldu.

Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Tarım Eş Lideri Murat Salih Çiftçi, Türkiye’nin toplam 24 milyon hektar tarım yapılan alanı olduğunu ve bunun da şok büyük bir sayı olduğunu söyledi. Bunun 8 milyonunun sulanabilir alan olduğunu fakat şu an yaklaşık 6 milyon hektarının sulandığını kaydeden Çiftçi, geriye kalan 2 milyon hektarın ise pandemi nedeniyle besin güvenliğinin riske girdiği bir mumla arandığını belirtti. Çiftçi, şöyle devam etti: “Şimdi burnumuzun tabanında bu alan varken yurtdışında alan aramayı ben yanlışsız bulmuyorum. Çiftçi olarak da görüşümü söyleyeyim, ben gümrüksüz, vergisiz ithalat yapılan tüm eserlerden kaçıyorum, üretimini azaltıyorum. Niçin? Zira benim bütün girdilerim gümrüklü ve vergili, üzerine ÖTV’si ve KDV’siyle birlikte. Lakin benim satış fiyatımı baskılayan yurtdışından gelen gümrüksüz ve vergisiz eser. Münasebetiyle aslında bu gümrüksüz vergisiz ithalat hani ‘Çiftçiyi terbiye ediyor’ denir ya evet ediyor, ne yapıyor, uzaklaştırıyor, o eserlerin üretiminden uzaklaştırıyor. Hasebiyle bana sorarsanız ülkenin yeteri kadar alanı var ve biz şu anda gerçek potansiyelinin çok çok altındayız, yani yarısında bile değiliz diyebilirim.”

DÜNYA Gazetesi Yayın Şurası Lideri Onur Oğuz da ileri teknolojiyi, bütün dalların içerisine gömerek, yeni bir anlayış geliştirilebileceğini söyledi. Oğuz, “Madem global bir teziniz var, global düşünün, yöresel davranın ve töresel yaşayın” diye konuştu. DÜNYA Üst Yöneticisi Hakan Güldağ da evvelden doğrusal bir iktisat varken artık döngüsel bir iktisat olduğunu kaydederek, “Yeni devrin ana eğilimlerinden bir tanesi de ‘yerinde üret yerinde tüket’. Bunu öncelikle kendi atıklarımızı hatta etrafın atıklarını da alıp kullanabilen bir yer haline gelmeyi gerektiriyor. Artık kesinlikle üretimimize yeşil gözlüğüyle bakmamız lazım. Bir kaynak bulacaksak lakin o sayede bulacağız” diye konuştu.

Burcu Ünüvar Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Baş Ekonomisti ve Ekonomik Araştırmalar Müdürü

Kriz derinleşmez Türkiye’nin Kahramanmaraş’ı var

Zirve, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Baş Ekonomisti ve Ekonomik Araştırmalar Müdürü Burcu Ünüvar’ın global gelişmeler ve bu gelişmelerin Türkiye iktisadına tesirlerini anlatan bir sunumuyla devam etti. Grafikler eşliğinde hem dünya hem de Türkiye iktisadına ait değerlendirmelerde bulunan Ünüvar, Ağustos bilgilerine nazaran Lübnan’dan sonra enflasyonu en yüksek ülkenin Türkiye olduğunu söyledi. CDS’lerde de en fazla artış yaşanan ülkelerden birinin Türkiye olduğunu söz eden Ünüvar, şöyle devam etti: “Böyle olunca para üniteniz de doğal olarak paha kaybediyor. ‘Bu, özgür bir düşüş mü?’ diye sorarsanız; hayır, hür bir düşüş olduğunu düşünmüyorum. Türkiye’deki pay senetleri ve tahvil bono piyasasında yabancı yatırımcı hissesi son derece az. Swap piyasamız geçmiş yıllara oranla açık diyebileceğimiz bir sistemde çalışmıyor. O vakit TL’nin karşılığında bunlar daima bir bariyer lakin tekrar de bana soruyorsanız ‘Dolar TL kaç olur ablam?’ diye bir, Türkiye’nin yaptıkları nedeniyle, iki ABD’nin yaptıkları nedeniyle TL’nin bedel kaybetmeye devam edeceğini söyleyebilirim. Gelişmekte olan ülkelerin genelinde bir bedel kaybı olacak onların içerisinde TL biraz daha zayıf olabilir lakin dediğim üzere bu hür bir hareket olmadığı için bunun ölçüsünü bilmek biraz daha sıkıntı. Fakat benim daha çok önemsediğim, gelir dağılımındaki değişim. 2020-2006 ortasındaki fark. En alt, yani en yoksulun ölçüsü yüzde 50 artmış, en üst yüzde 10 da artmış, orta direk azalmış. İktisatçılar olarak bunu sevmiyoruz .Orta direk sizin, faiz siyasetinizin mali transfer sistemi içerisinde ayakta kalmasını sağlayan yerdir, maliye siyasetinizin da. O vergi teşviklerinin verirsiniz, işte indirimler yaparsınız, ‘Gitsin harcasın’ dediğiniz yer burasıdır. ‘Ama ben o kadar teşvik verdim, ne oldu hiç bir işe yaramadı?’ Sen orta direği ortadan kaldırırsan olmaz. Orta direğin daha hoş günleri olması için enflasyonla çaba koşul.” Ünüvar, ihracatın yeterli takip elidmesi gerektiğini söyleyerek, “Türkiye, Venezuela olur mu?, diye soruyorlar. Oranın yok, lakin Türkiye’nin ihracatçı Maraş’ı var. Elbette olmaz” dedi.

PANELİSTLERE GÜNÜN ANISINA PLAKET VERİLDİ

Zirvenin tertibine kıymetli katkılarda bulunan Karacasu Dokumacılık AŞ İdare Konseyi Üyesi Orhan Burak Arifioğlu, son panelin konuşmacılarına plaket takdim etti.

Kipaş Holding İdare Heyeti Üyesi Hikmet Gümüşer, “İş Dünyasının Mevcut Kredi İmkanları ve Finansal İhtiyaçları” Paneli’nin konuşmacılarına plaketlerini sundu.

Genç KASİAD Lideri İsmail Dinçer, TSKB Başekonomisti Burcu Ünüvar’ın plaketini tepe sonunda düzenlenen merasimde takdim etti.

KASİAD Lideri Mikail Utlu, tepenin kapanışında ekonomist Ali Ağaoğlu’na konuşmaları için teşekkür plaketi sundu.

DÜNYA Gazetesi Üst Yöneticisi Hakan Güldağ, günün anısına takdim edilen plaketi KASİAD Lideri Mikail Utlu’nun elinden aldı.

İçerik Dünya gazetesine aittir