Konser ve şenliklerin iptal edilmesine, yürüyüş ve hareketlere müsaade verilmemesine yönelik kararlar artmaya başladı. Son olarak da kamuoyunda ‘Sansür Yasası’ olarak bilinen, internet medyası ve toplumsal medyaya yeni yaptırımlar öngören kanun teklifinin görüşmeleri başladı. Yasakların arttığını lisana getiren vatandaşlar, “Özgürlük kaldı mı?” diyerek reaksiyon gösterdiler.
Son devirdeki iptaller, yargılamalar ve açıklamalar kamuoyunda tedirginlik yaratır hale geldi. Bu kararlar yurttaşlara özgürlüklerinin kısıtlandığını, yasakların arttığını hissettirir durumda.
Son olarak “Sansür Yasası” teklifinin birinci iki unsuru TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.
Biz de Beşiktaş Meydanı’nda vatandaşa, “Son yıllarda özgürlükler kısıtlandı, yasaklar arttı mı yoksa azaldı mı?” diye sorduk.
Verilen cevaplar şöyle oldu:
“BU ATMOSFER BENİ ENDİŞELENDİRİYOR”
Serimcan Yaz: “Kesinlikle arttı, rastgele bir sanatkarımız bir tabirinden ötürü mahpusa girebiliyorsa bu arttığına yönelik bir göstergedir. Bu sanatkarımız meslek lisesine bu lafı söyleseydi mahpusa gireceğini düşünüyor muydunuz? Ben düşünmüyorum. Bu atmosfer beni endişelendiriyor, yarın ne olacağını bilemiyoruz.”
“ÖZGÜRLÜK KALDI MI?”
Ahmet Kaplan: “Özgürlük kaldı mı? En son interneti de kısıtladılar artık yapacak hiçbir şey yok. Allah hepimizin yardımcısı olsun.”
“TAYYİP ERDOĞAN’A BİR ŞEY SÖYLEDİN İÇERİ…”
Ragıp Ergüç: “Hem de nasıl arttı… Ben 86 yaşındayım. O günden bugüne derenin altından çok sular aktı. İsmet İnönü’nün Reis-i Cumhur olduğu periyotta ben ilkokuldaydım. 1957 yılına kadar çok yeterli bir ortam vardı.
1957’den sonra etraf bugünkü ortam üzere oldu… Sokakta konuştun içeri, parmağını kaldırdın içeri, Menderes’e bir şey söyledin içeri, Tayyip Erdoğan’a bir şey söyledin içeri… Burada söylediğini öbür tarafta yalanlıyorsun, hani Müslümandık biz? Müslüman palavra konuşmazdı, Müslüman haram yemezdi, diğerinin hakkına tecavüz etmezdi ne oldu artık? Anlatsa ya artık bana bu adam.”
“SİZE VE BİZE YAPILAN BİR HAKARET”
Özlem Tiryaki: “Son yapılan şeyler çok utanç verici. 1993-94 yıllarında gördüğümüzde çok büyük reaksiyonlar gösterdiğimiz, ‘Bu nasıl yapılabilir?’ dediklerimizin şu an o kadar büyüklerini yaşıyoruz ki… Ve kimse sesini çıkartamıyor. Bu bence size yapılan ve bize yapılan bir hakaret. Zira siz bizim bütün bilmek istediklerimizi lisana getiren, duyuran şahıslarsınız. Sizin nefesiniz, sesiniz kesiliyor bizim de bu noktada desteklememiz gerekiyor alışılmış ki.
Nasıl sessiz kalmamalıyız onu da bilmiyorum. Toplumsal medya kâfi değil, zati oradan da sesimiz kesilmeye başlıyor. Geleceğe tasa ile bakıyorum, en kolayından çocuğumun geleceği için. Şimdiki gençlerin tüm hayali ülkeyi terk etmek.
Bu bizi çok üzüyor. Benim 18 yaşında bir oğlum var en büyük hayali yurtdışına gidip, özgürce yaşamak. Ben ona özgürlüğün bu ülkede de olduğunu anlatmaya çalışıyorum fakat görsel zeka bunu sahiden görmek istiyor. Biz göremiyoruz şu an ancak göreceğimiz vakitlerde gelir, daha evvel de görmüştük.”
“ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ KISITLAMASINLAR”
Pelin Altun: “Açıkçası ben özgürlüğümün her alanda kısıtlandığını düşünüyorum. Ülkenin gidişatını görüyoruz, toplumsal medyadaki kısıtlamalar olsun, bir şey yazamamamız olsun. Aslında daima endişe içindeyiz, aman yanlış bir şey demeyelim aman yanlış bir şey söylemeyelim… Bunlar olmasa tahminen daha hoş ve daha özgür bir ülke olabiliriz aslında. Özgürlüğümüzü kısıtlamasınlar, konuştuklarımıza, yazdıklarımıza karışmasınlar.”
“ÖZGÜR BİR NİYET ORTAMI YOK”
Kaan Yardaş: “Kesinlikle düşünüyorum, bunu yayınlarsanız ileride başıma bir şey gelmeyeceğinin garantisini verebilir misiniz? Veremezsiniz en kolay örnek. Şu anda yaşıtlarımın hepsi yurtdışına gitmeyi düşünüyor. Özgür bir niyet ortamı olmadığını düşünüyorum.”
Sözcü gazetesi
