Son periyotta yaşadığı sıhhat meseleleri nedeniyle ekranlardan uzak kalan ünlü oyuncu Mehmet Ali Erbil, Haber Küresel ekranlarında Buket Aydın’ın sunumuyla yayınlanan ‘Yüz Yüze’ programında dikkat alımlı açıklamalarda bulundu.
Hollywood üretimi “The Hope” (Umut) sineması ile beyazperdeye dönmeye hazırlanan ünlü oyuncu, 2023 yılında vizyona girecek sinemada Alzheimer hastası bir babayı canlandıracak.
Buket Aydın’ın sorularını yanıtlayan ünlü şovmen, canlı yayındaki açıklamalarıyla izleyenleri şoke etti.
“YAPTIĞIM PROGRAMLARIN BİRÇOKLARININ İÇİ BOŞTU”
Ünlü şovmenin açıklamalarından öne çıkanlar şu formda:
“Ben 7-8 yaşlarındayken Hariciyeci mesleğini seçmiştim. İstediğim meslek buydu. Sonra yatılı okul diye, babam sanatçı, teyzem balerin, 14 yaşında beni oraya aldılar, 16 yaşından küçük almıyorlardı ancak üstün zeka olduğum için aldılar. Anne, üvey anne, baba, üvey baba istemiyor diye yatılı okula verdiler.
Mesleğimi çok seviyorum, çok severek yapıyorum. Tanınmışlığın götürüsü de oldu. Hiperaktiftim küçüklüğümden beri. Hayatım boyunca ziyanlarını gördüm. Sululuk demeyeyim de onun tabanını görmüşlüğüm vardı. Yaptığım programların birçoklarının içi boştu, onları ben kendime uydurdum. Çarkıfelek de o denli sevildi. Haftanın her günü birinci oluyorduk, o devirlerde efsaneydi. Canlı yayın, her an patlamaya hazır bir bomba. Herkesin başına gelebilir, insanlık hali. Dünyada canlı yayında en çok gösteri yapan insanlardan biriyim.
EKRANDA HİÇ KÜFÜR ETMEDİM
Tamamen küfürlü, sadece 10 dakika küfür dolu. Külliyen küfür üzerine konseyi bir sinema. Cem Yılmaz da akıllı bir çocuk. Tahminen yeni bir kulvar yeni bir yol bulmak istediler. Tahminen Amerikan sinemalarından yola çıktılar. Türk sinemasında bu türlü bir örneği yok. Ben de eleştirdim bir sanatçı olarak. Konservatuvar mezunuyum. RTÜK var sonuçta. Özel televizyonlarda reklamlarda bile konuşanlar için özel kontrol yapılırdı. Türkçe ve diksiyon düzgün olacaktı. Benim hiç ekranda küfür ettiğim yoktur, bunu kimse söyleyemez. Sinemalarımda de bu türlü bir argo yok. Ben kendi çocuğumun da izlemesini istemem.
SAĞLIKTA RÖNESANS YAŞANIYOR
Ben her vakit doğruyu yanlışı söylerim. Ben gerektiğinde bundan 15 sene evvel de yanlış gördüğüm bir şeyi de söyledim. O vakit da linç edildim. O vakit da AK Parti taraftarlarınca linç edildim. Los Angeles’ta hekim beklerken ben kendim güzelleştim çıktım. Burada o denli mi? Kapıda beklerdi beşerler. İnsanlarımız yararlanıyor. Ben de yararlanıyorum. Amerika’da görmediğim hizmeti Türkiye’de gördüm. Özel sigortam da yok. Benim söylediklerim sıhhat alanıyla ilgiliydi. Yadsımadım yapılanları, ne var bunlar palavra mı? İktisat de makus dedim.
40 YILDIR KUMAR OYNUYORUM
40 yıldır kumar oynuyorum. Lakin daima zevk için oynadım ve dikkatli oldum. Benim kadar oyun oynayan bir insanın sürünmesi lazım.
BAŞIMA NE GELDİYSE ONUN YÜZÜNDEN
İlk eşime çok aşık oldum, 20’li yaşlardaydım ve iç güveysi gittim. Nişanlıydık, merhum babası hakimdi, ağabeyiyle birebir odada yatıyorduk. Çok aşıktım, o da benimle bir oyuncak üzere oynardı. Daima çok eşliydim. Evliliklerimde yanılgılar yaptım. Keşke yapmasaydım dediğim oldu. Çok aşıktım bir eşime, gece düşümde ayrıldığımızı görürdüm, kalkar ağlardım. Sonra öğle sarfiyat aldatırdım. Anne baba sevgisi hiç görmedim üzere bir şey. Bu yedekleme dürtüsü bence. Kendi kendime çözdüm bunu. Sedef’le evliyken son eşime aşık oldum. Ona çok haksızlık ettim. Başıma ne geldiyse onun yüzünden. Melek yüzünden. O denli bir karakteri yok. Artık evli, o yüzden konuşmak istemiyorum. Ona çok haksızlık ettim. Son eşimle de tıpkı şeyler başıma geldi. Onunla da aldatma yüzünden boşandık. Dört sefer evlendim ya dördü de Ankaralı. Latife üzere değil mi? Dördü de Oğlak burcu. Nergis, İkizler galiba.
KIZIM YAŞINDA BİRİYLE SEVGİLİ OLMAK OLAĞAN GELİYOR
Kızımdan küçük biriyle olduğum gerçek değil. O bir yanlış anlaşılmaydı. O yaştaki biriyle sevgili olurum neden olmayayım? Asla o denli bir önyargım yok. Olağan geliyor kızım yaşında biriyle birlikte olmak. Seda Sayan’a olağan geliyorsa, bana da olağan geliyor. Ben kimsenin hayatına karışmıyorum. Yasmin, biraz hayatıma karışıyor. Anasına çekmiş o, çok dik duruşludur. Sezin daima yanımda oldu. Torun da var, o duyguyu da tattım. Oğlum da ergen. 16 yaşında, biliyorsunuz. Benimle bile fotoğraf çektirmiyor. Yasmin’i ben yetenekli olduğu için sanat dünyasına soktum. Amerika’da bir projem var. 6 sinemaya önerdi bizi. Tolga Büyük diye de bir arkadaşım var, Türkiye’den yalnızca 2 kişiyi alıyor.
SMA’LI ÇOCUKLARA YARDIM EDİLMELİ
Çok gereksinimi olan çocuklar var, biz objektiflerin ardında neler yaşanıyor. Gidiyoruz Diyarbakır’a. Bunları pek de lisana getirmek istemiyorum. Bizde de yanlış gelen bir tabir var, “İyilik yap, denize at.” SMA’lı bebekler konusunda devletin de daha hassas davranması gerekiyor, bu çocukların ilaçları temin edilsin, çok kıymetli ve tek bir yerde var.
HÜLYA AVŞAR ÇOK DAYANAK OLDU
Seda Sayan çok yeterli dostumdur, İbrahim Tatlıses de öyledir. Hastalığım sürecinde dayanağını unutmadığım Hülya Avşar vardır. Beni komadan sonra birinci dışarı çıkaran Hülya Avşar’dır. Seda Sayan ile bir aile üzereyiz. Oğlu benim elimde büyüdü, benim kızım onun elinde büyüdü. Beşerler olağan ki bilmiyor kamera gerisinde neler dönüyor. Halbuki sanatkarlar çok hassas beşerler. Benim çocuklarım, İbrahim Tatlıses’in çocukları üzeredir. İbrahim Tatlıses ile bahtımız tıpkı. Her ay buluşuruz, konuşuruz.
BENİ ARKADAŞIM DOLANDIRDI
Serdar Ortaç’a çok tavsiye de bulunduk. Kumara teslim olmamak gerekiyor, esiri olmamak gerekiyor. Sanal alemin bile esiri olmamak gerekiyor. Ben de hiç ne kumarım yapıtı oldum ne de sanal alemin esiri oldum. Ben eski günlerim ismine yapıyorum TikTok görüntülerini. Benim oradan gelecek paraya gereksinimim yok. O denli bir dünya paralar da kazanılmıyor. Bana eski günleri hatırlattığı için yapıyorum. Göz göze gelip konuşacağım bir platform yok. Z jenerasyonunu izliyorum.
5 senede ergen bir çocuğum oluştu, gelişti. Beni bu bahiste o yaşında çok uyardı. Arkadaşlarım gelebiliyor meskene. Eşcinsel arkadaşlarım çok var, eleştirmedim, yadırgamadım lakin çocuğum beni çok eleştirdi. Çocuğum sordu, bunlar erkek mi, bayan mı? Bir kuşkuya düştüm, bunun üzerine bir şapkamı önüme koydum. Siz ister misiniz çocuğunuzun eşcinsel olmasını. Sapkınlık dememi tahminen çok sert algıladılar. bir psikiyatr bunu çok olağan sayabilecek mi? Arkadaşlarım bana alınmadı zira beni biliyorlar. Ağzımdan “sapkınlık” çıkmış olabilir fakat “cinsel tercih” denilmeli. Hürmet duyuyorum. Bugün azınlıklardan Rum lobisinin lideri beni arayıp, benden röportaj istiyor. Kimi beni eleştirmiyor?
HASAN CAN KAYA KÜFÜR ÜZERİNE PROGRAM YAPIYOR
Şov programlarını hiç izleyemiyorum. Genelde YouTube’da yayınlanıyor galiba. Onunla da pek aram yok. Hasan Can Kaya’yı da duydum, küfür üzerine konseyi bir program. Bence milyonlar izliyor olamaz. Türkiye 85 milyon. En fazla izleyen 1 milyondur. O, 3-4 milyonlar palavra dolan. Biz hakaret duymaya alışkın mıyız? Okan Bayülgen hiç hakaretle bir yayın yaptı mı? Zira donanımı ve zekası yok. Artık işler biraz daha ucuzladı. O arkadaşın backround’u nedir ona bir baksınlar.
RECEP İVEDİK, ERŞAN KUNERİ ÜZERE DEĞİL
İlker Ayrık’ı severim. Şafak Sezer’i de çok severim, çok gülerim. Küfür etmiyor, büsbütün yetenekle. Şahan Gökbakar da çok yetenekli ve donanımlı. Recep İvedik, Erşan Kuneri üzere değil. Devamını çekiyorlarmış bir de. O platformu da tebrik ediyorum, nasıl çekiyorlar? Küfür ediyor, bir de üzerine para veriyorlar. Çocuklarla seyrediliyor birçoğu. Bir de toplumsal mecra var çocukların elinde.
Ekranlardaki olaylarda hepsinde de kusur bende değildi doğrusu. Birtakım potlar oldu, ağzımdan çıkan birtakım yanlış sözler oldu. Hiçbirinde de hatalı bulunmadım. Her seferinde de kanal hatalı bulundu. Kanal bunun tedbirini almak zorunda, sunucu bütün riskleri üstlenmek zorunda mı diyorlar. Çarkıfelek dışındakilerin hepsi içi boş programlardı, ben dolduruyordum. Pantolonlarını sıkı sıkı bağlıyordur, donlarını indiriyordum içlerinden yünlü kıyafet falan çıkıyordu. O gün tekrar her zamanki üzere rutin şeyi yapıyoruz, asker dur diyoruz, indir, indirdik her şey indi. AİHM’ye gitti, kanalın kabahati dediler. Adam mı bakacak? Hem sunuculuk yapacak hem tuman mı bağlayacak. Birinci gösteren benimdir. Hiçbir cürmüm yok. Ağzımdan çıkan bir şeyde de yeniden linç edildim lakin hiçbir cürmüm yok.
14 YAŞINDA ANNE BABAM TARAFINDAN YATILI OKULA BIRAKILDIM
Çarkıfelek’i yapmayı çok isterim. Haftada bir gün tahminen yapma durumumuz olabilir. Bir vakitler fenomendi. Ramazan demek, Çarkıfelek demekti. Ramazan cümbüşü üzere bir şeydi. Birisi bana dava açtı lakin o da ekranda olan bir şey değil. Program devam ediyor lakin o ortada sesiniz giriyor içeriye. Otomobil isteniyordu, o sırada oldu. Makus bir şey çıktı ağzımdan. Telsiz karıştı yanıma dedim, otomobil verdim. 1 ay sonra mahkeme celbi geldi, tazminat da aldılar. Bizim insanımız bu türlü maalesef. Parmak yapma hareketinin patenti bende.
14 yaşında anne babam tarafından yatılı okula bırakıldım. Her gün ağlardım, evlatlarımı ben bu türlü büyütmeyeceğim diye kendime kelam verirdim fakat bunlar başıma geldi. Çocuklarıma elimden geldiğince güzel bir baba olmaya çalıştım. Çok hoşgörülü ve özgürlükçü bir baba oldum. En düzgün tarafım oldu. Bir kere bile sesimi yükseltmemiştim. Sesimi yükseltsem içeri sarfiyat ağlardım. Anneden de o denli terbiye gördük. 40 yaşıma geldiğimde bile babama “babacığım” derdim. Babamın yanında bacak bacak üzerine atamazdım. Babam beni çocukluğumdan beri kucağına alıp sevemedi. O da çok makus bir şey. Çocuklarımı en çok sevgisizlikten korumak istedim. Daima yanlarında oldum. İşimde bile yanımda oldular. Çocukluğumdan hatırladığım hoş anılar yok. Olsa kesinlikle hatırlarım. “
